13 Kasım 2010 Cumartesi

VİETNAM---Sapa--2

Sapa'da Cenaze toreni

Cafede kahve ve kek keyfi

Cat Cat otelde sabah kahvaltısı

Bir ritüel

etnik giysi
Sapa'da ikinci gunumuz. Sabah bir kat asagıdaki ufak yemek salonuna, kahvaltıya indigimde hoş bir suprizle  karsılastım. Buyuk bir soba, salonu sıcacık yapmıstı. Sapa, yasayan bolge halkı ve yabancı turistlerden olusuyor. Bu nedenle gidilen her yerde ve otellerde hep yabancılar birbirlerine çabuk kaynaşıyorlar. Herbiri Vietnam anılarını anlatıyor, sessiz kalanlar da dikkatle dinliyorlar kaçırdıkları birşeyler var mı diye. Bu gün gideceğimiz köy daha uzak, yerel rehbersiz ve arabasız mumkün değil. Biz de bir araba kiraladık,şöförünü de rehber olarak değerlendirdik. Her yer pirinç tarlaları, bu seferkiler daha geniş.Buradaki giysiler de değişti. Ve genis bölgeye yayılmış farklı bir  yaşam alanı. Yine evler, tarlalar, hayvanlar, ortak toplanma alanları ve biz, yürüyoruz, sürekli. Bazen kayıyoruz, elimizdeki uzun sopalar destek vermese yürümek daha da zorlaşacak. Ayakkabılar çamur içerisinde. Bir ara,ufak kapalı bir yerde, insanların toplanmış olduğunu gördüm. Biraz yüksekce bir yere derisi yüzülmüş bir domuz konulmuş, önünde de diz çökmüş insanlar, birşeyler yapıyorlar. Ne olduğunu anlamadığım töreni anında fotografladım ve o anda çok sert bir tepkiyle karşılaştım. Defalarca özür dilememe karşın yine de bakışlarından, yanlış birşey yaptığım ortadaydı. Fotoğraf makinemi alacaklar ya da makineye zarar verecekler korkusuyla, hızla uzaklaştık, ne olduğunu sormaya bile cesaret edemedim.. Ama bir ritüel olduğu kesindi...Uzun yürüyüşten sonra arabaya, çamurdan kat kat olmuş ayakkabılarla binip otele gidip temizlenmeyi düşünürken, rehberimiz bizi bir yere gotürdü ayakkabılarımızı çıkarmamızı  soyledi. Ayaklarımızın altına gazete koyup bizi oturttu. Biz şaşkınlık içinde söylenenleri yaparken, bir süre sonra ayakkabılarımız temizlenmiş bir şekilde geldi. Bu supriz çok hoşuma gitti, o anda yapılabilecek en güzel şeydi. Artık, otele gitmeye gerek kalmamıştı. Çok hoş olan cafelerin birine gidip, bir sıcak kahve  ve yanında bir kek en guzel hayaldi. Isvicreli bir bayanın işlettiği bir cafeye gidip şömine yanında ısınıp gelenlerle sohbet de bu günün güzelliklerindendi. Ardından şehir merkezindeki, botanik park yürüyüşünü de tamamlayınca, sırada aksam yemeği ve alışveriş vardı. Alışveriş onemli, çunki sadece otantik bir iki parca ,evim için. Dönüşteki tren yolculuğumuz bir önceki kadar hoş olmasa da, ilginçtti. Genç bir Vietnamlı çift, yine üst kat komşularımızdı. Bu sefer, onlar yalnız olmak istiyorlardı, kompartımanda. Genç erkeğin çok çabalamasına rağmen bizimle birlikte gitmelerinden başka şansları yoktu. Biz amaçlarını anladığımızdan, gece geç saatlere kadar ışıklarımızı açık tuttuk. Yukarda sıkıntılı durumun olduğu açıktı. Son hakkımıza kadar kullandıktan sonra, ısıkları kapattık ve benim son hatırladığım üst boşlukta ellerin birleştiğiydi. Kapının vurulmasıyla gözümü açtıgımda, Hanoi'ye gelmistik. Alelacele şortlu genç delikanlının, kızın yatağından kendi yatağına geçtiğini gördüm. Boylece yine bir son ve yine yeni bir başlangıç...Ayse-2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder