3 Kasım 2010 Çarşamba

GIACOMO PUCCINI---LUCCA









Puccini, beni operalarıyla sarsan bir kompozitor.Izledigim her operasında, aryalarıyla biraz daha icime isleyen, duygularimi harekete geciren ve yasadıgımı hissettiren buyuk adam. Bu ara, bir Puccini kacamagi yaptim aniden.Oylesine ihtiyacim vardı ki, sanki baska aleme gittim ve geldim. Oncelikle ani bir kararla kendimi Lucca'da buldum. Lucca, Puccini'nin dogdugu ve gencliginin gectigi yer. Dogası, insanları,cafeleri, sarapları ve en onemlisi her yerinde yasayan Puccini havasıyla hos, ufak bir Toscana kenti.Her yer buram buram Puccini kokuyor.Puccini muzikle ilgilenen bir aileden geliyor. Onceleri kilisede org calıyor, sonrasında operayla ilgileniyor ve buyuk eserler sırasıyla var oluyor. Sabah kahvemi, Cafe Caselli'de Puccini'nin caldıgı piyanonun yanındaki masada oturup  icerken, hafiften calan ''O MİO BAMBINO'' aryası, guzel bir sabahın baslangıcı  oluyordu benim icin. Ardından cocuklugunun, gencliginin gectigi ev ve onundeki heykeli, o donemlere goturuyor insanı. Her aksam (365 gun), baptist edildigi kilise '' Church of San  Gıovannı'' ,Puccini  aryalarıyla yeniden hayat buluyor. Orada kaldıgım surece her gece, Soprano Melıssa Dı Bıasıo'dan dinledigim Puccini aryaları beni oylesine mutlu etti ki, ''yasadigini hissetmek bu olsa gerek'' dedim icimden, huzunlu bir coskuyla...Bu tatlı huzunde, Madam Butterfly,Tosca,Turandot... ve konser oncesinde ictigim Toscana sarapları vardı...Biraz Turandot cafesinde soluklanma, aksamında Puccini restoranda yenilen yemek ve sarabın guzelligi unutulmaz anılarım arasında hep canlı kalacak. Puccini, evli bir kadınla yasadıgı buyuk ask nedeniyle, Lucca soyluları tarafından hos karsılanmıyor o donemde. Ama oylesine, dik bir durusu var ki, bu askına da yansımıs, hayatına kadınlar gırse de ELVİRA kocası öldükten sonra evlendıgı kadın ve oglunun annesi olmus. Yasamının diger bolumunu kendi yaptırdıgı bahceli evde gecırıyor Elvırayla, Torre Del Lago da.Su anda, 80 li yaslarda olan torunu Simonetta Puccini, bu evi muze haline getirip gunun belli saatlerinde  gelenlere acıyor. Kendisiyle tanıstım, biraz aksi biri, son Puccini. Evlenmemis ve cocugu yok. Sehir merkezinden Puccini caddesine girdiginizde bu yol direkt gole cıkıyor. Puccini caddesini kesen sokaklar , Tosca, Turandot, Manon Lescaut, La Bohem,Gianni Schicci diye sıralanıyor...Her sokaktan gecerken sessizce duydugum, aryaların hazziyla Museo Villa Puccini'ye ulastım. Evin girisi guzel bir bahceyle baslıyor. Duvarlarda, donemin İtalyan ressamları olan arkadaslarinin resımleri, yazı masası, piyanosu, av silahlari, Oglu, kendisi ve Elvira'nın fotografları, notalar, guzel bir somine etrafındaki koltuklar ve kucuk bir sapel haline getirilmis Puccini, Antonıo, Rita ve Elvira'nın mezarlarının bulundugu yer.Dolastıgım sure icinde hep benim favori operam ''Tosca ''calıyordu...Eve , arkanızı dondugunuzde önünüzde göl tüm güzelligiyle uzaniyor, sol tarafta, her yıl Temmuz ve Agustos ayında Puccini Opera festivalinin gerceklestirildigi acık hava sahnesi yer alıyor...Torre Del Lago'ya veda edip Lucca'ya donup son Toscana sarabımı da ictikten sonra,dolu dolu gecen Puccini gunlerinin ardından kulagımda Tosca'nin aryası ''Vissi  d'arte,vissi  d'amore ''yle uzaklasıyorum...Ayse-Ekim--2010
CAFE CASELLI
MUSEO VILLA PUCCINI
TORRE DEL LAGO PUCCINI
CHURCH OF SAN GIOVANNI   LUCCA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder