Anakaraya bir köprüyle baglanmıs.Kopru 1892 yılında yapılmış ancak1970 de orijinaline sadık kalınarak biraz daha geniş yapılmış.
Koprunun anakara kısmında Urho Kekkonen Muzesi var.Bu bölge Tamminiemi bölgesi. Urho Kekkonen olene kadar burada yasamıs. Gol kenarında da sauna var. Bu saunada konuklarını ağırlarmış bugun halka acık bir sauna. Köprüden Ada'ya girince sag tarafta Cafe Mieritz goruluyor.
Cafe Meritz unlu mimar Meritz tarafından 1890 da yapılmış. Sonrasında yenilenmiş.Kısları da acık.
Ada'ya girince hazırlıkların başladığını gordum.Yuruyus sonrası molama, Finlilerin geleneksel vanilya soslu böğürtlenli turtasını, geleneksel giysileriyle hizmet eden bayanla karşılıklı sohbet eşliğinde yedim.
1685 Yılında yapılmış Karuna Kilisesinin ozel bir yeri var Helsinki'de.Yaz aylarında evlilik törenleri bu kilisede yapılıyor. Midsummer kutlamalarında da saat 22.00 de bir ciftin nikahı kıyılıyor.
Kutlamaların daha once Skansen'de izlediğim kadar heyecanlı ve ilgi görmediğini farkettim. Program çocuklara yönelik aktivitelerle başladı. Kukla gosterisi cok güzeldi. Dil olarak hicbirsey anlamamama karsın buyuk bir ilgiyle uzun bir sure izledim.
Diger tarafta ciceklerden taçlar yapılıyordu. Herkes kendi tacını kendi deseniyle yapıyordu. Ayrıca inanışlarına gore ayni gece yatmadan once yastık altına konulan farklı cicekler, beraber olacağı insanı rüyasında görmesine neden oluyor.
Müzik ve dans başladı. Ozel giysileriyle dans eden gruplara herkes katılarak halka gittikçe buyudu.
Yiyecek organizasyonu iyi değildi. Birkac yerde veriliyordu. Uzun kuyruklar oluştu. Bir sosis yemek için saatlerce beklemek oldukça sıkıcıydı.Ben de kuyrukta arkamdaki Avustralyalı gençle sohbet ederek gecirdim bekleme suresini. Sonunda sosilerimizi aldık daha birkaç dakika geçmemişti ki arkamdan seslendi ''bunun için mi bekledik'' sosisi bitmişti. Cok güldük...Elisleri , ev yapımı kurabiyeler satanlar yol boyu yer almışlardı.Bir buyuk alanda bir de kilise yanındaki kucuk alanda gösteriler devam etti.Program izlemeye ara verip Ada'yı dolaştım. Ayni zamanda acık hava müzesi olduğundan, ahşap evleri gezdim.Evlerin yapımı, 18. yuzyiladan 20 yüzyıla doğru uzanıyordu. Hepsi geleneksel Fin evleriydi.
Olmayan ''gece'' de , golun kıyısında senlik ateşi yakıldı. Gol tekneler, motorlarla doldu, ateşi golden görmenin güzelliğini tatmak için...Senlik sabaha kadar surdu, ben sabahı bekleyemeden otelime dondum...
Ayse..............2015 Agustos
Gezi Tarihi....2015 Haziran
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder