29 Ocak 2016 Cuma

Boquete

Bocas Del Toro'dan sonraki durağım Boquete oldu. Boquete'ye nasıl giderim diye araştırırken gonullu calısmaya gelenlerden biri okul otobusu Almirante'den direk gidiyor ve 8 $ civarı dedi. Sonra gideceğim gunun pazar olduğunu hesaplayınca ozel vanlarla yapılan ulaşıma katılmaya karar verdim ve 25 $ odedim.Sonradan öğrendim ki okul otobusu her zaman calısan ve herkesin kullandığı otobüslermiş. Ama ben 25 $ verdim bir kez. Onerim bu tuzağa düşmemeniz.Sabah motorla Islo Colon'a geçtim, güzel bir kahvaltıdan sonra, motoru beklemeye başladım.
 
  3 kişi gittiğimiz Van'ın kaza yapması da ayrı bir heyecan kattı geziye.Ben onde oturuyordum ve emnıyet kemerımı takmıştım.Birden ağaçların arasına gırdıgımızı gordum.
Soforun sakinliği beni saskınlıga uğrattı. Polis sigorta için geldi ve acentadan hemen arayıp bir taksi yolluyacaklarını söylediler. Biz de beklemeye başladık.Hatta kazayı hafif atlattığımız için neşelendik bile diyebilirim.Soforu de aramıza alıp, Castro'nun sozunu tekrarladım: ''Vamos Bien''
Kazayı sorunsuz atlatmak az birsey değildi, gelecek taksiyi beklerken yoldan gecen hindistan cevizi toplıyan çocuktan palasını isteyip  espriler bile yaptım.
Boquete'de  merkezde bir hostelda kaldım. Yeri güzeldi, sadece banyo ve tuvaletler biraz kucuktu.3 gece kaldım burada.Mamellena Hostel. www.mamellenahostel.com
Boquete'ye girerken bölgenin ve sehrin zenginliği hemen anlaşılıyor. Burası dağlık bir bölge ve havası cok güzel olduğundan ozellikle emekliler tarafından tercih edilen bir sehir.Yukseklerde cok güzel evler gördum.Ayrıca kahve ciftlikleri cok önemli.Bir de cicekleri...Yemyesil ülkede, birden renkler çıkıyor ortaya bu sehirde. Amerika,Kanada ve Almanya'dan da emeklilerin tercih ettikleri yerleşimlerden biri. Bir kısmı ev almış bir kısmı 5-6 aylık ev kiralayıp kışı geçiriyorlar....Ilk kahvem Arjantinli bir ciftin arabalarında hazırladığı kahve oldu. Meksika'ya geçeceklermiş. Her yerde kahve yaparak katkı sağlıyorlar butcelerıne. Farklı bir hikaye onlarınki de...
Ilk günkü gezimde gordugum bahçeye çağrılınca güzel bir gun başladı.Bahcedeki kadın Anna ve yanındaki de Frederik.Son derece sempatik ve sıcak insanlardı. Once Frederigin bahçesini dolaştım sonra Anna'nın evine gittik. Bahçesindeki ağaçları birbir anlattı ama ben bitki, cıcek konusunda bilgili olmadığımdan, hepsini en kısa zamanda unutulmak uzere dinledim.
Frederik yıllar once Istanbul'a gelmiş. Mimar ve ingilizcesi cok iyi. Beni bir gun sonra sohbete cagırdı,'' ben de yıllar öncesine giderim''dedi.Ertesi gun gittiğimde sallanan koltuğunda oturup iki saate yakın sohbet ettik. Giderken Turkiye kartpostallarından bir Frederige bir de Anna'ya goturdum. Cok memnun oldular...
 
Anna2nın bahçesi de ayrı güzeldi. Kopeklerı olduğundan evine giremedim.
Boquete'de yapılacaklar arasında ata binme, gece hikingleri ve kahve ciftlikleri turları bası çekiyor. Ben  aktivitelere katılma yerine sehir icinde dolaşmayı, insanlarla birlikte olmayı ve kahve bahçelerini gezmeyi tercih ettim.
Golf Klubu, güzel yuryuslerimden biriydi. Ozenle yapılmış bahçesi ve ortam gorulmeye değerdi...
 
 
Ayse........2016 Ocak
Gezi Tarihi...2016 Ocak

27 Ocak 2016 Çarşamba

Bocas Del Tor....Bestimanos Adası.....2

Bestimanos Adası bir caddeden ibaret. Ilk gun varışım erken olduğundan ogleden sonramı tamamen adada evler arasında dolaşarak geçirdim, sonra da hostelin terasında hamakta keyif yaptım.
Okullar tatilmiş.Sokakların en güzel tarafı çocuklarla dolu olmasıydı. Oylesine sirinlerdi ki, kimine laf attım birseyler anlatmaya calıstım. Kimini seyrettim...Doya doya oynuyorlardı ve mutlulardı.
 
 
 
Hersey oylesine doğal ve farklı ki bizim yaşamımızdan. Bu tarz gezmeyi bu yüzden seviyorum, zaman kısıtlaması olmadan, farklı yaşamları yerleri gözlemlemek ve doyasıya yasamak yenilikleri, güzel ve tatmin edici oluyor...Insanlar cok rahat, kimi yemeğini yiyor...
Her yerden müzik sesleri geliyordu. Muzigi cok acıyorlar ama turu rahatsız edici değil. Carabian müzik, insanın kanını kaynatıyor.Bir yandan camasır dolu her yer, diğer yandan horozlar, tavuklar... 
 
Böylesine bası bos dolaştım sokak aralarında. Bocas Del Toro, surf, kano, gunes, yüzme ve eğlence yeri. Panama'nın popüler bölgelerinden biri.Aksam yemeğimi Amerikalı ciftin israrı üzerine birlikte tepedeki restoranda yedim.Bruscettalar da farklı ve lezzetliydi. Biri tropik meyvelerden  diğeri ise domates ,zencefil vs idi.
 Bir yandan iyi oldu, cunki gece oraya yalnız gidemezdim. Manzara cok güzel, Arjantınli bir hanım açmış. Beraber olduğum cifte batılı kadınlardan turist olarak gelip asık olup buralarda kalan cok deyince adam guldu ve karısına sen neden Amerikadasın dedi. Meger karısı Avustralyalıymıs ve asık olup Amerıkada kalmış..Ertesi gunumu bir başka adada geçirdim, denize girdim güneşlendim ve keyif yaptım.Bıbı's Beach güzeldi...Mavi kabinlere bayıldım.
 
 
Aksam meydanda oturan kadınlarla sohbet de ayrı bir güzellik kattı günüme.
 
 
Ayse........2016 Ocak
Gezi Tarihi......2016  Ocak
 
.
 
 
 
 
 
 

25 Ocak 2016 Pazartesi

Bocas Del Toro ....Bestimanos Adası....1

Panama'daki ucuncu durağım Bocas Del Toroydu. Burası Atlantik kıyısında, Karayip sahillerinde adalar grubu.. Panama Sehrinden otobusle gece yolculuğu yaptım. 19.30 da çıktım yola ve sabah 6 civarında Almirante'ye vardım.Bocas Del Toro'ya gitmek için once Almirante'ye oradan da teknelerle Bocas Del Toro'nun merkezi olan Islo Colon'a geçiliyor.
Almirante'ye gelince, uyduruk bir otobüs durağında inip, bekleyen taksilerle (sarı kamyonet) limana gidiliyor.Yol arkadaşım El Salvadorlu gençler grubundan  facebookcu Fadimaydı.Yol boyu facebooktaydı.Sayesinde ben de rahat bir yolculuk geçirdim.Hatta San Salvadorda bana güvenli bir gezi sozu bile verdi.
 Ne liman ne de otobüs ıstasyonu, düşlenecek cinsten değildi.Cok uyduruktu.Taksi fiyatı kişi bası 1 dolar. Sonra limandan Bocas Del Toro'ya (ıslo Colon)  motorlarla 6 dolara geçiliyor.
 
Once Islo Colon'a geldim. Genellikle herkes Islo Colon'u tercih ediyor.Biraz daha gurultuden uzak olmak isteyenler de farklı adaları seciyorlar. Ben de ikinci buyuk ada olan Bestimanos'da rezervasyon yaptırmıştım. Once Islo Colon'da soyle bir tur atıp güzel bir kahvaltı yaptım.
Iskeleden tekrar motora binerek, Bestimanos'a doğru yola çıktım.15 dakikalık bir yol motorla. Yolda diğer adaların yanından geçerek gidiyorduk. Motorcu bana poz vermekten pek mutluydu.
Her yeni yerden heyecanlanıyorum, acaba nasıl bir yerde kalacağım? güvenlik nasıl?geldigime değecek mi gibi bir cok soru  oluyor...
 
Sonra farklı yerleri, düşlemekten bile uzak güzellikleri yakalayınca ayrıntılar kotu bile olsa silinip gidiyor.Ve  iskeleye geldik...Kalacagım Bubba's House iskeleye cok yakın, hemen yurudum.Iste yine yeni bir yer ve macera...Hiçbiri bir öncekine benzemiyor, ne ilginç...
Yan yana hostellar var.Benim kaldığım odada urkutucu goruntusu olan bir oğlan, bir Cinli kız bir de Alman çocuk vardı. Sonradan konusunca boşuna urkmusum diye duşundum cok tatlı, Iraklı bir gezgin cıktı. Bubba's house,ufacık bir yer ama goruntu muhteşem. On tarafta bar, müzik, deniz ve hamaklar var. Cok sıcak bir ortam, insanı yumuşatan, rahatlatan bir goruntu...
 
Oylesine sıcak bir ortamdı ki ilk andan sohbetler başladı. Iki gece kaldım burada.Bu sure içinde sohbetler hep oluyordu. Erkeğin meraklı, kadının soğuk olduğu Amerikalı bir cift, ilk anda çekici görünen ama herseye gülen Alman adam,sempatik Fransız cift, oda arkadaşım Iraklı çocuk, oda arkadaşım dağınık Cinli kız ...Hepsi ayrı anılar bıraktı bende...
Ayse.....2016 Ocak
Gezi Tarihi.......2016  Ocak
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 




18 Ocak 2016 Pazartesi

Simon Bolivar

Latin Amerika ulkeleri deyince ilk akla gelen isim Simon Bolivar. Bu yüzden yazmak istedim. Simon Bolivar Guney Amerikalı devrimci.Bolivarcılık hala birçok Latin ülkesinin hayalini süslüyor.Simon Bolivar, 18. yüzyıl sonlarında Ispanyollara karsı savasarak .1783 de Venezuelada dogup 1830 da Kolombiya'da vefat eder.Venezuelayı ozgurlugune kavuşturur. Daha sonra da Buyuk Kolombiya'yı kurar.Zamanla Buyuk Kolombiya parçalanmaya baslar.Tum Latin ülkelerini bir buyuk semsiye altında toplamaktır Bolivarcılık...Chavez Bolivarcı düşüncesiyle tanınıyordu.
Panama'daki eski sehrin (Casco Viejo) en güzel meydanlarından biri Simon Bolivar meydanı.Ortada bir Bolivar heykeli, Katedral , El Teatro Nacional  ile çevrili bu meydanda aksamları restoranlar masalarını dışarı çıkarıyorlar..El Teatro Nacional 1905 de Italyan mimar Ruggieri tarafından cizilmis ve 1908 de açılmış. Ic süslemeler ise Panamalı artist Roberto Levis tarafından gerçekleştirilmiş.
Bu meydan da bir de Simon Bolivar ilkokulu olduğunu gordum ve izin alarak içeri girdim. Okullar tatil olduğundan öğrenciler yoktu.
Okula girdiğimde heryerde cicekler, resimler ve canlı renkler kendini gösteriyordu.Sınıflar avluya bakıyordu. Avluyu da bahçe ve spor salonu olarak kullanıyorlardı.
 
Bir başka okulda duvarda asılı bu 12 maddeyi de buraya koymayı uygun gordum.Asagıda sırasıyla soyle   1-Dostluk 2-Sevgi 3-Durustluk 4-Onur 5-Dayanısma 6-Saygı 7-Sorumluluk 8-Barıs 9-Anlayıs 10-Ozgurluk 11-Yurt severlik 12-Comertlik.Iste Panama'da ilkokul çocuklarına bunlar oncelikli öğretiliyor ve isleniyor.
 
 
Ayse......2016.Ocak
Gezi Tarihi...2016 Ocak
 
 
 






16 Ocak 2016 Cumartesi

San Blas Adaları......2

Gece uyku tulumumun içinde böceklerden uzak dusuncelerle rahat uyudum ama saat 5 gibi psikolojik olarak beyinin hazır olduğu tuvalet faslı oluşunca Estonyalı Marya'nın sozunu dinleyip yakın çevrelerde bir yer buldum.Sonra da uyku tutmadı gun doğumunu izlemek için adanın etrafında turladım durdum....Bulut olduğundan sonuç istediğim gibi olmadı ama bol bol fotoğraf çektim.Yavas yavaş uyanmalar başladı.Marya'nın da dolaştığını görünce  biraz da birbirimizin fotoğrafını çektik
 
Kahvaltıda berbat bir kahve , güzel bir pancake ve balla ayrıca omlet vardı.Kahvaltı sohbetimizden sonra motorlara binip bir başka adaya gittik. Ada cok hostu bir buyuk ada ve sudan yürüyerek ikinci kucuk adaya geçiliyordu.
Estonya, Turkiye,Almanya, Almanya, HongKong kombinasyonu
Burada da suyun rengi, kumun guzelligi tartışılmaz., muhteşem.Oglen yine balığımı yaptılar bu seferki korili ızgara balıktı, salata, pilav ve tropik meyveler de yanında herkese servis edildi.Bir sonraki adamız Kuna Yala'ların komin adasıydı Carpi...Ozellikle mayolu dolaşılmamasını istiyorlar neden dediğimde rehbere çocuklar var hos olmaz dedi.Imkansızlıklar içinde yasıyorlar ama yıllar içerisinde koşulları farklı olacak. Cok turist geliyor. Amerikalılar ve gezginler için önemli yerlerden..
Kunalar fotoğraf çektirmekten hoşlanmıyor. Cekmekte israrkar olunursa para istiyorlar.
2 gunun sonuna geldi, yaşananlar hafızaya kaydedildi...Unutmak mumkun değil...
Ayse....2016  Ocak
Gezi Tarihi...2016  Ocak
 
 
.