15 Ocak 2016 Cuma

San Blas Adaları.....1


San Blas Adaları Atlantik kıyılarında olup Karayip denizinde yer alıyor. Panama'ya gelip de bu adalara gitmeden olmazdı. Adaları gezmenin farklı yolları var. Ya tekneyle Kolombiya'ya geçeceksiniz ki bu cok popüler ya da acentalarla birkac  gunlugune gideceksiniz.Gezginler arasında ilginç bir bag vardır. Hostelda herkes birbirine nerede ne ucuz, nereye daha kolay nasıl gidilir gibi bir cok ipucunu paylaşır hatta zaman zaman beraber geziye devam edilir.Ben de böyle bir sohbet sırasında San Blas Adalarına gideceğimi söyleyince bir İtalyan teknesiyle adalara gidip 3ay  kalacağını istersem ona katılabileceğimi onerdi. Tekne hayatının zorluklarını bildiğimden cok sıcak bakamadım ve bir acentadan yerimi ayırttım.2 gun bir gece 205 $ odedim. mytrip@caciquecruise.com .
Sabah 5 de hosteldan aldılar.4x4 lerle gidiliyor.Carti limanına gitmek 2 saat suruyor. Yolun bir kısmı bozuk o yüzden biraz sarsıcı ve yorucu oluyor ozellikle arkada oturulursa.
Bizim hosteldan 5 kişiydik. Boyle olması daha da sıcaklık yarattı.Guna Yala bölgesine girilince pasaport kontrolü yapılıyor.Guna Yala bölgesi ozerk bölge, otonom sistem. San Blas adaları Guna Yala'lara ait, kendilerinden başka kimsenin çalışmasına izin vermiyorlar. 369 ada var ama yasamın olduğu ada sayısı 49.
Teknelerimiz bizi,Carti Limanında bekliyordu. Hemen bindik, can yeleklerimizi giydik ve yola koyulduk.
Yol boyu tuzlu sular beni mahvetti. Bos bulunup kenara oturmuştum tekne hızlandıkça ben de banyomu yapmış oldum. Hatta gozumu bile açamadım. Arkamda oturan Uruguaylı adam sonunda deniz gozlugunu takıp oturdu. Ikımızın hali cok komikti.Bende de gozluk olsa ayni seyi yapardım.Adaların arasından geçerek birkaç saat kalacağımız ve yemek yiyeceğimiz adaya geldik.
 
 
 
Suyun rengi, kum ve palmiyeler ,kısacası hersey cok güzel...

Saatler benim için fotoğraf çekmek, yüzmek, snorkelle dolaşmak ve sohbetle geçti.Surekli balık yedim.Onceden söylediğim icin bana ozel balık hazırladılar.Ilk oglen, sıcak fume balıktı...Sonra tekrar tekneyle adalar arasında dolaşmaya başladık ve bir yerde durduk. Su şeffaftı ve derin değildi.Ilk adaya cıktıgımız andan itibaren kac sıse rom bitirldi bilmiyorum. Sadece bizlerden değil, organizasyondakiler de romları su gibi goturuyorlardı. Zaten tekrar tekneye binince romlar etkisini göstermeye başladı. Kime tekneden uçmaya kalktı. Hadı onlar uçsun da benim için kaptan önemliydi.Aslında kaptan da uçuştaydı.
Rom sisesi elden ele dolaşıyordu...Sonunda sapasaglam esas kalacağımız adaya geldik. Bir anda teknolojiden herseyden uzak kalmıştık.Onlarsız olamıyacagımı da, birkez  daha anladım. Kısa sure için iyiydi, fazlası bana gore değildi.
 Buyuk bir alandı  uyuyacağımız yer, sanırım 12 yatak vardı .Ikı kişilik kabinler de vardı ama onlardan almadığıma memnun oldum.Hele hele yanımdaki yatak da bos olunca gayet iyiydi.Sazlıklardan yapıldığı için sürekli kus ve ruzgar sesi bizimleydi.
Yukardaki fotoğraf yemek yenilen, sohbet edilen yerdi.Aksam hep birlikte yemeğimizi burada yiyip enternasyonel sohbetler yaptık, pek güzeldi.Cok yorulmuştum, aksam sohpetinden sonra iyice yorgun dusunce uyumaya gittim. Kaldıgım yerin etrafı sazlıklardan olduğundan her turlu hayvanın girmesi mumkundu.Bunları hic aklıma getirmek istemedim.
Yukarda tuvalet ve dus kabinleri goruluyor.Dusunmeyi istemediğim konulardan biri de gece tuvalet ihtiyacı olursa o karanlıkta oralara nasıl gelirim sorusuydu...Hatta Marıya'ya söylediğimde hic gelemem buralara dedi ve güldük.Uykum geldiğimde hemen gittim benim gibi uyumaya gelenlerle birlikte bir grup da sabahlıyacaga benziyordu. Hemen her zaman yanımda taşıdığım ipek uyku tulumumun içine girdim, nasıl uyduğumu hatırlamıyorum...
Ayse.....2016-Ocak
Gezi Tarihi....2016-Ocak
 
 
 
 
 
 
 
 
 

1 yorum: