23 Eylül 2015 Çarşamba

Honningsvag----Nordcapp

Jolanta,evindeki son gun, ogleden sonra Honingsvag'a goturdu bizi. Honingsvag kuzeydeki liman sehri. Sehrin girişinde, gezginler için güzel bir konaklama yeri olan hostel var.Ilk durağımız ufak bir market oldu, dondurmalarımızı alıp dolaşmaya başladık.Merkezdeki hediyelik eşya satan mağaza ilgimi cekti. Ozellikle çevresine yapılan heykeller, oylesine sempatikti ki hemen poz vermeye başladım.Norvec, dünyanın sayılı pahalı ülkelerinden,bu yuzden cüzdanı fazla kullanmamakta yarar var.

Burada da Samiler var ama sayıları fazla değil. Sami'ler Norveç ve Finlandiya'da giysileriyle hemen farkediliyor. Ozellikle orta yas ve ustundekiler geleneklerini devam ettiriyorlar.
Sokak aralarında  dolaşırken, en kuzeydeki telefon kulübesinde ve kilisede fotoğraf çekmemek olmazdı.Hepimiz sırayla poz verdik Bu bölgede dini eğilim,Hristiyan Luteranlar üzerinde yogunlasmıs.Cogunluk ise ataist..Luteranlık Hristiyanlıgın reformist kolu. Kiliseleri genellikle cok sade oluyor.Benim de  ilgimi çekiyor, geziyorum.

 
 Jolanta , beni ve David'i bir arkadaşının galerisine goturdu..Erica, ilginç bir calısma yapmış. Cevreci bir düşünceyle, once Nordcapp sahillerinde unutulmuş, bırakılmış tum ayakkabı,bot, sandalet ve flip flopları toplamış.  Sonra, bunları kullanarak Kuzey Isıklarını yansıtan kolajlar yapmış.. Oldukça ilginçti. Bir sonraki projesi de plastik sise kapaklarını toplayıp  yine Nordcapp ve Kuzey Isıklarını kolajlarla yansıtmak.

Sıra güzel bir yemeğe gelmişti. Restoran, cafe oldukça kısıtlı sayıda. En popüler olana gittik ve yemeğimizi yedik. Eve dondukten sonra biraz dinlenip, kahvelerimizi içip son durağımız için yola çıktık. 
23.00 de evden çıktık. Birçok gezgine ve turiste ev sahipligi yapmış bu son noktaya gitmek bizde de bir heyecan yarattı.Jolanta, havanın sert olabileceğini söyleyince biz de ustuste giyindik.Giriste Jolanta'nın kartı olduğundan para vermeden geçtik.Bu geçiş bizim için  ilk suprizdi. Giris fiyatı pek de azımsanacak cinsten değil 85 euroya kadar ckıyor.Ve en kuzey noktadaydım artık. Aslında, en kuzey nokta buradan görünen bir burundaydı bu bölge için. Ama en kuzeyden soz edersek Norveç  icin Svalbard demek daha doğru.
Burası, ilk girdiğim andan itibaren cok turistik olduğu izlemini verdi bana.Denizden 320 metre yükseklikte Kuzey Buz Denizini olusturan Barners Denizine  bakan bir tepe. Fiyord ve manzara elbette güzel.Ne kadar turistik olursa olsun  fotoğrafa bakmakla  ''orayı'' yasamak bana hep farklı gelir ve o havayı koklamak isterim.Bu yüzden gelmesek de olurdu düşüncesi hep dusunmedigim birseydir.Icerde panoramik bir film hazırlanmış. Burada, kutupta yasayan hayvanlar, kuzey ışıkları, geceyarısı gunesi, filmini izledikten sonra, bir kahve molası verdik hep birlikte.Sıra biraz para harcamaya gelmişti.Tamamıyle turistik, pahalı mağazadan alışverişden az da olsa kendimi alamadım.
En kuzey sembolik noktaya gittiğimizde saat 24.00 e geliyordu. Jolanta buyuk suprizi yaptı. Gece yarısı batmayan gunesi şampanyayla karşılamak gerek dedi ve evden getirdiği şampanyayı bardaklarımıza koydu .Muhtesem bir andı...Unutmam mumkun değil...
Herseyi unutmuştum. Batmayan gunese ve parlaklığına ,şampanya da eklenince, havanın da hos soğukluğunu dusunursek bir başka alemdeydim sanki...Cok fazla tursit otobüslerle gelmişti. Kimi bizim gibi sarabını, şampanyasını içiyor, kimi fotoğraf çekiyordu ama bir gerçek vardı ki herkes başka bir dünyadaydı sanki...Bizim vaktimiz vardı, sınırlamamız yoktu, rahattık ve tadına vara vara etrafta dolaşıyordum...
 
 
Dunya çocukları ve barıs için de bir bolum ayırmışlardı.Cok anlamlıydı.
Bu unutulmaz gece (gunduz) 03.00 de eve doğru yola çıkarak bitti diyorduk ki, Jolanta'nın krepleriyle devam etti...
Ayse------------2015 Eylul
Gezi Tarihi----------2015 Temmuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder