11 Haziran 2015 Perşembe

Denizler, Martılar ve Gokova artık ONSUZ...


Sadun Boro...Olumunu yurt dışında öğrendim...Olumunden 9 gun once Gökova'ya ''O''nu görmeye gittim. Gorunce sasırdı, her zamanki esprili haliyle ''Bu ailede hic akıllı yok mu'' dedi gülerek. Mutlu oldu...Her telefon açtığımda ''Sen hala Ankara'da mısın? bir yerlere gitmiyor musun'' der arkasından da '' Iyi ediyorsun be  kerata'' derdi.Hep güler yuzlu, hep espriliydi. Cocuklugumda unutamadığım anılarımdan biri ''O''na aittir. Tarsus'tayız evdekiler ''O''nun nikahıyla ilgili konuşuyorlar, nikahta verilen badem sekerlerinden soz ediyorlar ama ben dinlemeden hemen bir tanesini attım ağzıma. Bir anda ne yapacağımı sasırdım. Aslında bu, badem sekeri goruntusunde ustu kaplanmış bir dis sarımsaktı. Sonradan anladımki nikahta dağıtılan bu badem sekerleri ve cıkolatalar ozel hazırlanmıştı. Cıkolataların ici de acı kırmızı biberdi...Iste böylesine esprileri olan biriydi.Tum bunları duşundum Riga'daki otelimde ve Gökova'ya gidip cenaze törenine katılmazsam hep içimde birseylerin eksik kalacağını hissettim. Donus biletlerimi aldım.Frankfurt üzerinden , Istanbul ve Ankara sonrasında arabayla sabaha karsı yola çıkarak tören sabahı 10.00 da Okluk koyundaydım, biraderle birlikte...
''O'' gerçek bir doga dostu, deniz sever, ozel bir insandı.Ankara'ya sadece çevreyle ilgili bir mücadele için gelirdi.Kravat takmaz, takım elbise giymezdi. Ankara'daki görüşmeler için çantasına adeta attığı burusmus ceket, aile içinde gülüşmelere yol acardı.Ozgurlugune düşkün, derin  deniz bilgisi olan, mütevazi,paylaşımcı biriydi.
Teknesinin bağlı olduğu yere gittiğimde Global Sailing'in her yerinde ''O'' ndan bir parça vardı.



 
Tum tekneler, bayraklarını yarıya indirmişler ve bir kulağında pembe cicegiyle olan fotoğrafını asmıslardı. Adeta aramızda gibiydi...Sanki fotoğrafları bile muzipçe gulumsuyordu asıldıgı yerlerden...
 
27 Mayıs'ta yani 9 gun once beraberliğimizde, anlattı:'' 73 yıldır Uludag'da kaydım.Bu yıl gittigimde ''kayma bir yerini kırarsın'' dediler, ben de kaymadım.Bir gun merdivende ayağım takıldı düşüyordum. Hemen gittim kayakları aldım, ben kaymaya gidiyorum. Merdivenden dusup bir yerimi kıracağıma kayakta kırayım'' dedim ve başladım kaymaya...Ben de 75 yıla tamamlamalısınız dedim, bu kadar cabuk aramızdan ayrılacağını düşünmemiştim...
 
''O''nun yaptığı ahtopat salatası da cok unluydu. Cesme'de bir gun ahtapot alıyordum, balıkçıya ''nasıl pişirirsiniz ahtapotu?'' dedigimde yanıt kısaydı ''Sadun Boro tarzı''. Oylesine ahtapotla butunlesmisti...Topraga verildiği gunun gecesindeki yemekte ozel pasta yapmışlardı. Deniz ve  ahtapot susluyordu pastayı. Monude de ahtapot vardı anısına...
 
''O'' deniz adamıydı, ve son yolculuğu da denize ve en sevdiği yer olan Gökova korfezine olmalıydı.Tabut kendi katamaranının onune konulduğunda, cevrede sessizlik vardı. Orada hep alışılmış, esprili , güler yuzlu Sadun'un yerini, sessiz fotoğraf almıştı son yolculuk için... Ingiliz Limanına doğru...
Onde  'O'' ardında tum tekneler ve denizci askerler selam duruşlarıyla takip ediyorlardı.Ilk durak ''deniz kızıydı'' cıcegi boynuna takıldı.
Bir sonraki duraksa, KISMET'in hep bağlandığı yer olan 8 numaralı ağaca Kısmet'in cıceklı maketinin bağlanmasıydı. Kendisi de buraya gomulmeyi vasıyet etmişti.Gokova körfezini cok severdi. 3 yıl once Istanbul'da oturuyoruz ''2 kardeş güzel geziyorsunuz ama Gökova'ya da zaman ayırmalısınız'' dedi.Ve ilk mavi yolculuğuma  ''O''nun onerdigi bir kaptanla o yıl  çıktık uc kişi. Cok mutlu oldum ve gecen yıl daha uzun sureli bir kez daha çıktım. Çıkmadan once kitabını verip, gezerken oku dedi.
Gecen sene Bodrum'da benim gezi öncesi konuşuyoruz. Balıkları elleriyle hazırladı ve ''yarın bir parti var evde, seyahate çıkacak bir cift var, rakılarını vereceğim'' dedi.O gun öğrendim: her seyahate çıkacak olanlar ''O'' nu ziyaret ederler,'' O'' da onlara bir sise rakı hediye edermiş ve ustunde yapılacak geziye gore sisenin açılacağı yeri yazarmış...
 
DENIZLER, MARTILAR VE GOKOVA  ARTIK ONSUZ.
 
''O'' HAYALLERIN GERCEK OLABILECEGINI OGRETTI BIZLERE...
 
Ayse---------10 Haziran.2015

1 yorum: